HALK CEPHESİ

BERKİN ELVAN İÇİN RÖPORTAJ

Haziran Ayaklanması’nda polisin attığı gaz fişeği ile başından vurulan Berkin Elvan daha hastanedeyken Antalya Halk Cephesi tarafından başlatılan “Berkin Elvan İçin Adalet Yürüyüşünde 25 gün sonra Halk Cepheliler İstanbul’a ulaştı. 269 gün hastanede yaşama direnen Berkin Halk Cepheliler’in yürüyüşü sırasında şehit düşmüştü, Yürüyüş sınasında Berkin’in şehit düştüğü haberini alan Halk Cepheliler’le yürüyüş, Berkin’in şehitliği üzerine yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

 

Yürüyüş: “Berkin Elvan İçin Adalet Yürüyüşü’ne ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

 

Mehmet Ali Uğurlu: Biz, Antalya’da Berkin’le ilgili her hafta basın açıklamaları yapmaya, dilek feneri uçurmaya başlamıştık. Fakat sadece bunlarla yetinmek istemedik. Derneğimizin toplantısında farklı neler yapabiliriz diye konuştuk.  Çeşitli öneriler geldi. Otobüs tutalım Berkin’i ziyarete gidelim gibi fikirler oldu. Zaten bunların çoğu Anadolu’nun birçok yerinde yapılıyordu. Daha önce TAYAD’lıların, Gençlik Federasyonu’nun, Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın bir pratiği vardı. Oralarda çok ses getirmişti.

 

Gidilen yollarda il il, köy köy Berkin’i anlatmak... Nasıl vurulduğunu, niye vurulduğunu anlatmak... Bu anlamda böyle bir öneri geldi. Konuşurken kıştı. Afyon, Burdur ve Kütahya’da kış şartları ağırdı. Bu tartışmalardan sonra yürümeye karar verdik.

 

Yürüyüş: “Berkin Elvan İçin Adalet Yürüyüşü”ne katılmaya karar verirken neler düşündünüz, neler hissettiniz?

 

Mehmet Ali Uğurlu: Ben bir babayım. 25, 24 ve 10 yaşında çocuklarım var. Bir çocuğun nasıl büyüdüğünü, hangi şartlarda, hangi yoksulluklarla büyüdüğünü biliyorum. Bugün Berkin’in başına gelenler yarın benim çocuğumun başına da, mahallemdeki bir çocuğunda başına gelebilir. O anlamda hiçbir tereddüttüm olmadı. Ve bu yürüyüşte olmak bir onur, bir gurur... Mesela Berkin’in İdil Kültür Merkezi önünde halay çekmesi, o sapanlı o güzelim resmi... Berkin bizi çekti. Aslında bu yürüyüşü Berkin başlattı.

 

Mehmet Demir: Ben ilk günden katılamadım, arkadaşları Antalya çıkışına kadar uğurladım. İşimden kaynaklı ancak Kütahya’da katılabildim arkadaşlara. Yeni Berkinler, yeni Çağdaşlar’ın ölmemesi için adalet yerini buluncaya kadar yürüyüşün devam etmesi gerekiyordu. Bizde karar verdik ve yürüdük.

 

Devrim Zongur: Ben üniversite öğrencisiyim. Aslında yola çıkarken üç günlüğüne çıkmıştım. Cuma günü çıkılmıştı yola cumartesi, pazar yürüyüp pazartesi okuluma geri dönecektim. Ancak yola çıktığımda Mehmet Ali Abi’nin iki bacağının da sakat olmasından dolayı zor yürümesine rağmen “Bu bacak kangrende olsa keseceğim ve yine yürüyeceğim” demesiyle kendimden utandım. O, bu ayakla yürüyorsa bende bir senemi harcar yürürüm dedim. Tabii ki öncesinden de yürümeyi isterdim ama Mehmet Ali Abi’nin o sözü beni şöyle bir kendime getirdi. “Bende bu yürüyüşte olmalıyım” dedim.

 

Yoldaş Güneş: Açık lise öğrencisiyim. Adalet için yürüdük. Ben yoldaşlık duygusuyla yürüyüşe katıldım. İsmimin hakkını vermek için, Berkin için, adalet için...

 

Ali Cemal Ulağ: İnşaat işi yapıyorum. Teslim gereken işten kaynaklı geciktim Bilecik’te katıldım. Bende babayım. Bu başka bir şey değil. Bizimde çocuklarımız var. Benim kızım Berkin’in yaşında, 15. Berkin liseyi göremedi, benim kızım lisede okuyor.  Yarın benim kızım üniversiteye gidecek, kızımın sonu Ali İsmail’in sonu gibi olmasın. Çocuklarımızın başına bir şey gelsin istemiyorsak onlardan önce bizler uğraşmalıyız.

 

Yürüyüş: Yürüyüş sırasında neler yaşadınız?

 

Mehmet Ali Uğurlu: Yola çıktığımızda İzmir’den Ahmet Abi üç gün bizimle yürüdü. Devrim, üniversite öğrencisi… O da bize destek olup geri dönecekti. Sonradan da Bülent diye bir arkadaşımız vardı. “İşten haber gelene kadar sizinle yürüyeceğim” dedi. Yola çıktık. Devrim ve Bülent sonrasında bizimle sonuna kadar yürüdüler. Yol üzerinde tipiye, yağmura yakalandık. Saldırıların olabileceğini biliyorduk ki Sakarya’da öyle bir saldırı yaşadık. Ama genel olarak geçtiğimiz yerlerdeki halkın bizlerle sohbet etmesi ya da yolda kamyoncuların durup bizlerle sohbet etmesi, ilgi alakaları çok iyiydi. Yürüdükçe Berkin’i insanlara anlattık ve anladık ki hedef yerini bulmuştu. Yolda durdurup sordular “kim duyacak” diye. Dedik “işte sen duymuşsun”, bir kişi olsa bile Berkin’i duymuştu. Yol boyunca binlerce insan bizi duymuştu.

 

Ali Cemal Ulağ: Hataylı bir kamyon şoförü sebze taşıyormuş, ilk Burdur’da rastlamış bize. Sonra tekrar mal alıp İstanbul’a dönerken Bilecik’te görmüş. Baktık önümüzde duruyor. Kendisi de Hataylı olduğu için “Ben Ali İsmailler’i tanıyorum” dedi, sohbet ettik. Fotoğraf çekildik bize armut ikram etti. Sırf bizimle durmak için İstanbul öncesi acele etmiş yolda.

 

Mehmet Demir: Yürüdüğümüz her yerde Berkin’i anlattık.

 

Devrim Zongur: Keşke yürüdüğümüz her şehirden, her köyden yürüyüşümüze katılsaydı insanlarımız. Sonuçta İstanbul’a beş kişi geldik ama 10 kişi gelmemiz daha farklı olurdu. Evet, bizi sahiplendi halkımız ama dediğim gibi keşke bizimle birlikte adım adım Berkin için yürüselerdi aynı zamanda.

 

Yoldaş Güneş: Berkin’i köy köy, il il tüm halkımıza anlattık.

 

Yürüyüş: Berkin Elvan’ın şehitlik haberini aldığınız zaman ne hissettiniz, ne düşündünüz?

 

Yoldaş Güneş: Üzüldük, öfke duyduk, bir burukluk oldu içimizde.

 

Devrim Zongur: Tabii ki Berkin şehit düştüğünde üzüldük. Ben o zaman eşyalarımı toplamak, okul kaydımı dondurmak için Alanya’ya gitmiştim. Tam o zaman Berkin şehit düştü. Orada bir eylem yaptık. Sonra yürüyüşteki arkadaşlar konuşmuşlar ve adalet için yürüdüğümüzden kaynaklı yürüyüşümüze devam ettik. Bende hemen arkadaşlara yetiştim. Tabii ki öfkemiz hıncımız kat kat arttı. Berkin’in şehitliği bizi yola daha hırsla bağladı.

 

Mehmet Demir: Dediğim gibi yürüyüşün başında yoktum. Sabah haberlerde gördüm, arkadaşları aradım. Haber verdim. Yürüyüşe devam edeceklerini söylediler. Çünkü yürüyüş adalet için yapılıyordu. Ve adalet yerini bulmamıştı. Göstermelik yargılamalar yapılıyordu. Ve katiller “ben bilmiyorum, ben hatırlamıyorum, gaz fişeği kullanmadım” diyordu.

 

Mehmet Ali Uğurlu: Berkin’i tanımıyoruz. Yüz yüze oturup sohbet etmedik. Ama Berkin bu ülkede yaşayan, birazcık vicdanı olan herkesin çocuğu gibiydi. Berkin evlerimizin bir parçası olmuştu. Anlatılacak bir duygu değil. Kabullenemedik. Cenazeye yoğun bir katılım olduğu için Berkin için, adalet için yürümeye devam ettik. Çünkü biz adalet için yürüyorduk ve adalet henüz sağlanmamıştı.

 

Ali Cemal Ulağ: Ben Antalya’da işteydim. Eşim televizyondan duyup beni aradı. Antalya’da anma yaptık akşamına. Kızımı düşündüm. Ben olsam ne yapardım diye. İnsanın aklına her şey geliyor. Hiç kimseyi dinlemem, gerekeni yaparım diyor insan. Hemen işlerimi bitirip yürüyüşe katıldım.

 

Yürüyüş: Berkin şehit düştü, katilleri sokakta geziyor. Biliyoruz bu düzen adaleti sağlamayacak. Berkin’in katilleri sokakta geziyorlar. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

 

Yoldaş Güneş: Hesabını sorana kadar mücadele edeceğiz, savaşacağız...

 

Mehmet Ali Uğurlu: Usta demiş ya “Adalet halkın ekmeğidir” diye. Berkin’i vuran katiller yakalanmadı. Bu katillerin önünü açtı ve Mehmet vuruldu. Artık çocuklarımız vuruluyor. Adalet arayışımız sonuna kadar devam etmeli.

 

Biz yürüdük Berkin’in katilleri bulundu mu? Hayır, bulunmadı, bulunmayacak belki de. Başbakan bizzat emri ben verdim diyor. Yani katiller yargılanana kadar mücadele devam etmeli. Bu da halkın örgütlülüğünden geçiyor.

 

Antalya’dan çıktıktan sonra büyük ailemiz, yoldaşlarımız bizi il il karşıladı. Bu örgütlülüğü büyüttükten sonra adalet anlayışımız daha da somutlaşacak. Adaleti aramak mücadeleden geçiyor. Elbette ki bu yolda kimilerimiz ölecek, kimilerimiz işkencelerden geçirilecek, kimilerimiz sevdiklerinden ayrılacak, kimilerimiz tutsak düşeceğiz. Ama adalet anlayışımızı terk etmememiz lazım. Bu gün 14 yaşında ki bir çocuğun öldürülmesinden sonra bir ülkenin başbakanı kalkıp annesini yuhalatabiliyorsa bu yarın tüm halka gelecektir. Hani Almanya’da papazın hikâyesi var ya döndüm baktım kimse kalmamıştı. Çünkü onlar o mücadele ruhunu kaybettiler, kimse kalmadı. Ama bizim ülkemiz öyle olmayacak çünkü biz mayamızı Mahirler’den aldık, biz mücadeleyi bırakmayacağız. Nerede adaletsizlik varsa biz orada olacağız. Böyle böyle, tek tek tuğlalarla o evi öreceğiz.

 

Yürüyüş: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

 

Mehmet Ali Uğurlu: Yol boyunca büyük ailemiz dışında halktan da destek gördük. Sizin aracılığınızla hepsine teşekkür ederiz.

 

Evet, biz Halk Cepheliyiz ama bu bir insanlık olayıdır. Kim insan olarak kalabildiyse bu olaya destek verir. Büyük ailemizden yolda, ilçelerde bizleri karşılayan herkese özellikle Dev-Gençlilere, Burdur, Kütahya ve Keçiborlu da bizlere evlerinin kapılarını açan BDP’li dostlarımıza, Eğitim-Sen emekçilerine, bizleri burada karşılayan Okmeydanı Halk Cepheli arkadaşlara ve Yürüyüş Dergisi’ne teşekkür ediyoruz.

HDP BAŞTA OLMAKSIZIN SYKP YDG-H
VE KÜRT MİLLİYETÇİLERİ İLE GÜNLERDİR SÜREN ÇATIŞMAMIZ DEVAM EDİYOR ..!
DHKP-C HAKKINDA SÖLENEN SÖYLEYEN KLAVYE SAVAŞÇILARI PROVOKASYON AMAÇLIDIRLAR ...!
OYUNLARA PROVOKASYONLARA GELMEYİNİZ ...
HDPLİ MİLLİYETÇİLER CEPHEDEN KAÇIP BDP YE SIĞINMIŞLARDIR ...

EYY ! SELAHATTİNE OY VERECEK OLAN ZİHNİYETLER ŞİMDİ BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN !
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol